“Full Motion Video” oyunları, kısa tabiri ile FMV oyunlar dedektiflik, araştırma, macera benzeri temalarda bir süredir oldukça başarılı yapımların çıkarıldığı bir tür. Türkçe, ‘tam hareketli video’ anlamına gelen kelime öbeği aslen, gerçek insan ve mekan çekimlerinin, bilgisayar oyunlarında kısmen veya tamamen kullanılması ile ortaya çıkan oyunları temsil etmektedir. Gerek oyuncular gerekse senaristler için deneysel çalışmalara açık olması sebebiyle sağladığı özgürlükten dolayı, gün be gün daha sık tercih edilen bir çeşit haline geldi.
2015 yılında, Baggy Cat tarafından yayımlanan Contraditcion – Spot the Liar da bu oyunlardan biri.
Gizemli bir ölüm, meraklı bir dedektif, bir kasaba dolusu şüpheli!
Üniversite öğrenci Kate Vine’ın cesedi, Edenton Kasabası’ndaki bir gölde, boğulmuş halde bulunur. Ehliyeti ise cesedinin bulunduğu gölün diğer tarafında. Bu gizemli ölüm, intihar olarak kayıtlara geçmek üzeredir. Otopsi sonucunda kanında morfin izlerine rastlanır. Ana karakterimiz Dedektif Frederick Jenks’in ise, bu olayı aydınlatmak için sadece bir gecesi mevcuttur.
Kate’in sık sık uğradığı bilinen barın sahibesi, okul arkadaşları gibi kimselerin yanı sıra, işin içinde bir de ATLAS isimli organizasyon bulunmaktadır. Üniversite öğrencilerini özel bir çeşit eğitimden geçirerek iş hayatına hazırlama, iş bulmalarını garantileme sözleri veren bu kuruluşun etrafında çeşitli spekülasyonlar dolaşmaktadır.
Bir elinde not defteri ve kalemi olduğu halde, Dedektif Jenkins kapı kapı dolaşarak Kate Vine’ın ölümünü aydınlatacak olan ipuçlarının izini sürer. Ve dolayısıyla biz de peşinden.
Contradiction’ın hikayesi doğrusal bir şekilde ilerliyor. Oyunda yanlış yapmak, suçsuz birini suçlamak, kaybetmek mümkün değil. Oyunun belirlediği asıl sahnelere ve dolayısıyla sonuca ulaşmak için sonsuz sayıda deneme/yanılma hakkımız mevcut. En nihayetinde tek bir katil ve oyunun tek bir sonu var.
Oyunun, oynanış mekanikleri oldukça basit. Tıklamalı macera oyunlarında sıkça kullanılan yöntemlerden şaşmayan Contradiction’ın araştırma bölümünün önemli bir kısmı kasabada o sokak benim bu ağaçlık senin dolaşarak gözden kaçmış olabilecek her türlü fiziksel kanıt peşinde koşmaktan oluşuyor. Eğer bulunduğumuz alanda dedektifin ilgisini çeken bir nesne varsa, ekranın sağ alt köşesinde bir büyüteç beliriyor. İnceleme tuşuna bastığımızda, bir ara sahne (cutscene) videosunu tetikliyoruz ve bulduğumuz deliller envanterimizde toplanıyor. Zaman zaman hikayenin ilerlemesi için bir bölgeyi birden fazla sefer aramamız veya belirli kişilerle konuştuktan sonra üstünden bir daha geçmemiz gerekebiliyor. Nasıl ilerleyebileceğimizi bilmediğimiz anlarda, göreceli olarak küçük sayılabilecek haritayı bir baştan diğerine tek tek gezmek işe yarıyor. Bu sayede, hiç ummadığımız bir anda arka sokağın tekinde gerçekleşen gizemli bir alışverişe şahit olabiliyoruz ya da diğerlerinin deli olarak değerlendirdiği sarhoş evsizin sayıklanmalarında gerçeğin bir parçasını elde edebiliyoruz.
Oyunun ikinci mekaniği ise, bizzat “Contradiction” (çelişki) ismini almasına sebep olan yöntemi. Şüphelilere sorduğumuz sorular karşısında verdikleri cevaplar, not defterinde özet cümleler olarak beliriyor. Bizim görevimiz ise ifadelerde çelişen noktaları saptamak ve şüphelinin yüzüne vurmak!
Örnek vermek gerekirse, Kate’i en son çarşamba günü gördüğünü eden bir şüpheli, aynı zamanda Kate’in perşembe günü satın aldığı bir eşyayı tanıdığında yalanını yakalama fırsatımız oluyor. Bunun sonucunda, şüpheli gerçeğin bir parçasını daha önümüze sunuyor. Adım adım ilerleyerek, noktaları birleştirmek ve büyük resmi oluşturmak bize kalıyor.
Elbette oyun kusursuz değil. Eleştirmek istediğim iki husus var. Birincisi oyunun arayüzü. Kontrolleri, görüntü ve ses ayarlarını değiştirmek tam bir işkence, en azından oyunun bilgisayar versiyonu söz konusu olduğunda. Bir diğeri ise İngilizce alt yazıları olmasına rağmen, alt yazı büyüklüğü gibi detayları ayarlayamıyor olmamız. Normal şartlar altında alt yazı büyüklüğü değiştirme gibi bir detayı herhangi bir video oyunundan beklemem, Contradiction’da keşke olsaydı diye arzulamamın sebebi ise ekranda haddinden fazla yer kapladıklarını düşünmem.
Bu tarz bir oyun söz konusu olduğunda aktör ve aktrislerden bahsetmemek olmaz. Dedektif Jenkins karakterini canlandıran Rupert Booth’u oldukça sempatik bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Kendisinin kabarık bir IMDB sayfası olmasa da oyunculuğunu beğendim. Aynı zamanda, 2018 yılında yayınlanan, doğaüstü ve polisiye türlerini harmanlayan bir başka FMV oyunu The Shapeshifting Detective’de de, Contradiction’da Emma Brown olarak tanıdığımız Anarosa De Eizaguirre Butler ile birlikte rol alıyor. Paul Rand rolündeki Paul Darrow’un tiyatro eğitimi ve geçmişi olduğunu öğrenmek ise beni hiç şaşırtmadı, zira oyun boyunca beliren en ikonik karakterlerden birine olabilecek en başarılı şekilde hayat verdiğini düşünüyorum. Ryan Rand rolündeki John Guilor da dahil olmak üzere, oyuncuların hatırı sayılır miktardaki kısmı İngiliz. Doctor Who ya da Sherlock misali İngiliz yapımlarını – ve aksanlarını – beğenen oyuncuların yabancılık çekmeyeceğini söyleyebilirim. Simon Thompson rolü ile Magnus Sinding ve Rebecca Rand rolü ile Melanie Gray, oyunda sık sık karşımıza çıkan oyuncular arasında, aynı zamanda televizyon ve kısa film deneyimlerine sahipler.
Contradiction, ortalama altı saatlik oynanış süresine sahip. Steam üzerinden 18 liradan satışta. Şahsi fikrime göre, her kuruşunu hak ediyor. Oyunu ayrıca iOS ve Android telefonlar için, beş dolara edinebilirsiniz. Şimdiden keyifli oyunlar dilerim!
Yazarın Notu. (Oyunun sonu hakkında ufak da olsa bilgi içerir.)
Contradiction – Spot the Liar’ın sonunda her ne kadar ikinci bir oyun olabileceği ihtimali, hikayenin tamamlanmadığı hissiyatı hakim olsa da bugüne kadar maalesef bu yönde bir çalışmanın olduğu haberine rastlayamadım. Yukarıda da bahsettiğim, The Shapeshifting Detective her ne kadar oyunun yapımcı ve oyuncu kadrosundan benzer isimleri içeriyor olsa da, bir devam oyunu değil. Yine de, Contradiction’ı beğendiğiniz takdirde kendisini de şiddetle tavsiye ederim.